Batı Trakyam Haber

Provokatif söylemlere Encümen Heyeti’nden cevap…

İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi Encümen Heyeti, yayınladığı basın bülteni ile Yunanistan Özel Eğitimciler Federasyonu tarafından İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi hakkında yapılan provokatif açıklamalara tokat gibi cevap verdi.

Yunanistan Özel Eğitimciler Federasyonu tarafından yapılan açıklamada “bölgedeki hukuksuzluğun ana faktörü devlet içinde devlet gibi hareket eden Azınlık Okuludur” gibi akıl almaz ifadelerin yer alması Encümen Heyeti, öğrenci velileri ve azınlık kamuoyu tarafından tepkiyle karşılandı.

Seçildikleri günden beri İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi’nin daha iyi şartlarda bir eğitim ortamına kavuşması için büyük mücadele veren okulun Encümen Heyeti veliler tarafından büyük destek görüyor.

Geçtiğimiz yıl okuldaki bina sorunun çözümü için uzun süre eylem yaparak mücadele eden velilerin yanında yer alan Encümen Heyeti, Okul Aile Birliği ile de işbirliği içerisinde hareket ederek bina ve derslik sorununun çözümü için gerekli bütün resmi girişimleri yapmış, fakat hiçbir yetkili makam Encümen Heyeti’ne bu konuda olumlu bir cevap vermemişti.

Batı Trakya Türklerinin diğer sorunlarında olduğu gibi, İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi’nde yaşanan bina sorununun çözümüne yanaşmayan Yunanistan Devleti, bu kez farklı kurumlar aracılığıyla, provokatif ve yalan yanlış bilgilere yer verilen açıklamalarla İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi’ne, Encümen Heyeti’ne saldırmayı ve hedef haline getirmeyi, aba altından sopa göstermeyi tercih etmiş gözükmektedir.

İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi Encümen Heyeti yapılan provokatif açıklamalara sessiz kalmadı ve gereken cevabı verdi.

Tokat gibi cevap niteliği taşıyan basın bülteninde şu ifadelere yer verildi:

“Öncelikle farklı niyetle de olsa, bina sorunumuzu ön plana çıkaran özellikle OİELE’ye teşekkür etmek isteriz.

Geçen eğitim yılı başında bu sorunumuz sebebiyle okulumuzda günlerce süren boykot varken, azınlığı ve azınlık çocuklarını sevdiklerini iddia eden yetkililer nerelerdeydi? Neden o mücadelemizde encümen heyetine, okul aile birliğine ve en önemlisi öğrencilerimize destek olmadılar?

Azınlık Eğitimindeki sorunlar ve özellikle de, İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesindeki sorunlar 2016 yılında mı başladı? Bu sorunlar daha önce yok muydu? Öğrencilerimiz daha önce başka bina ve sınıflarda mı ders işliyorlardı?

Azınlık Ortaokulu ve Lisesi’nin statüsü bir gecede yasa ile değiştirilip, okul, encümen heyeti tarafından yönetilmeye başladığından itibaren okulun özellikle bina ve derslik sorunları yetkili mercilere bildirilmedi mi?

Bu merciler bu sorunun giderilmesi için hangi adımları attılar veya daha net soralım, neden hiçbir adım atmadılar?

Azınlık Eğitiminin statüsü belliyken ve azınlık öğrencilerinin tercihi de azınlık eğitimi almak yönündeyken, bu çocuklar neden azınlık okuluna gidiyor da, kendi köylerinde bulunan devlet okullarına gitmiyorlar diye sormak, aslında, azınlığa hakkı olan azınlık eğitimi yerine, devlet okullarındaki eğitimin empoze edilmesinin tezahürü değil midir?

Sözde, çocuklarımızın iyiliğini düşünen bu şahıslar ve kurumlar, Azınlık Ortaokulu ve Lisesi’nin günümüz şartlarına cevap verecek bir binaya sahip olmamasının nedenini yetkili mercilere sorma ihtiyacını neden hissetmezler? Yoksa yukarıda da belirttiğimiz gibi asıl amaçları başka mıdır?

Özellikle OİELE yetkililerine hatırlatmak isteriz ki, göreve geldiğimiz 2019 yılı Ocak ayından itibaren yetkili tüm kurumlarla diyalog içerisinde bütün sorunlarımızı çözme çabası içerisindeyiz. 4563/2018 sayı ve tarihli yasanın 17. Maddesiyle belirlenen heyet, okulda yaptığı denetim sonrası hazırladığı raporunda herhangi bir kanunsuzluktan bahsetmezken, OİELE hangi illegal faaliyetten, bina ve sınıflardan bahsetmektedir?

OİELE açıklamasında, “hassas bölge”, “Serhat bölgesi Trakya”, “böylesi çok kritik bir dönemde” gibi ifadelerle neyi anlatmak istemektedir ve bu ifadeleri takiben, “bölgedeki hukuksuzluğun ana faktörü devlet içinde devlet gibi hareket eden Azınlık Okuludur” gibi mesnetsiz ve kabul edilemez ifadeyi hangi amaçla kullanmaktadır? Bu ifadeler açıkça hedef gösterme olup, suç değil midir?

OİELE yetkilisi sayın Hristopulos, “Bazı yetkililer Hukuk Mahkemelerinin verdiği kesin kararlardan bahsetmekte, Nerede bu kararlar” diye sormuş ve kesin tek kararın olduğunu, onun da, KİSDE kararı olduğunu belirtmiş.

Kimse İskeçe Asliye Hukuk Mahkemesinin 139/2018 sayı ve tarihli İhtiyati Tedbir Kararını ve 145/2018 sayı ve tarihli (Özel Usul) kararını inkâr edemez. Bu kararlarda, özetle, iş sözleşmesi feshedilen şahsın kanunda belirlenen süre içerisinde davasını açmadığı için bu hakkını kaybettiği ve dolayısıyla feshin geçerli hale geldiği açıkça belirtilmektedir.

Anayasanın 95. Maddesinin 5. Fıkrasında idarenin mahkeme kararlarına uyma yükümlülüğü düzenlenmiştir. Durum böyleyken, tarafsızlığı tartışmalı bir heyet kararının, mahkeme kararından daha geçerli olduğunu iddia etmek, açıkça anayasanın bu hükmünü tanımamaktır.

Buna göre, sayın Hristopulos’a sormak isteriz. Yalan ve yanlış haber yayan kimdir?

Basın toplantısında söz alan SİELVE Başkanına hatırlatmak isteriz, okulumuzun statüsü değişmiştir, dolayısıyla öğrencilerin ulaşımı ile ilgili bilgi ve beyanları gerçeği yansıtmamaktadır. Acaba kendisi azınlık mensubu öğrencilerin her öğrenciye uygulanan bu haktan yararlanmasından rahatsızlık mı duymaktadır?

Basın toplantısının sonunda bir soruya cevap veren OİELE Başkanı sayın Kurutos, okulumuza talebin bu sene aşırı arttığını ve derslik sıkıntısının bu sene baş gösterdiğini belirterek yine kamuoyunu yanıltıcı şekilde beyanda bulunmuştur. Dilerse kendisine daha analitik istatistiki bilgiler sunarız ama, şimdilik bu yıl geçen yıla göre 36 daha az kayıt yapıldığını hatırlatmakla yetinelim.

Son olarak, basın toplantısında ilgimizi çeken bir başka noktaya da değinmek isteriz. Sayın Kurutos konu ile ilgili sayın Bakan ve Bakan yardımcısına gizli mektuplar gönderdiğini beyan etmiştir.

Azınlık mensupları olarak bizler, geçmişteki gizli yazışmaları Hristos İliadis’in “Trakya Tehdit Altında” kitabından öğrendik. Demek ki, yıllar geçse de, zihniyet ve azınlığa yaklaşım değişmiyor!!!

Bizler, göreve geldiğimizden bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da, yetkili birimlerle diyalog içerisinde, görevimizi ifa etmeye devam edeceğiz.

Kamuoyuna saygılarımızla.”

— — —

ΔΕΛΤΙΟ ΤΥΠΟΥ

Κατ’αρχήν θα θέλαμε να ευχαριστήσουμε την ΟΙΕΛΕ, που αν και με διαφορετικό σκοπό, έφερε στο προσκήνιο το στεγαστικό μας πρόβλημα. Όμως, που ήταν αυτοί οι φορείς που ισχυρίζονται ότι αγαπούν την μειονότητα και τα παιδιά της μειονότητας, στην αρχή της περσινής εκπαιδευτικής χρονιάς που επί ημέρες είχαμε κατάληψη στο σχολείο μας ακριβώς για αυτό το λόγο; Γιατί; δεν στηρίξανε την προσπάθεια της σχολικής εφορείας, του συλλόγου γονέων και κηδεμόνων και το σημαντικότερο των μαθητών μας.

Τα προβλήματα στη μειονοτική εκπαίδευση και ιδίως τα προβλήματα στο Μειονοτικό Γυμνάσιο Λύκειο Ξάνθης ξεκινήσανε το έτος 2016; Πριν δεν υπήρχαν αυτά τα προβλήματα; Πριν οι μαθητές μας παρακολουθούσαν τα μαθήματα τους, σε άλλο κτήριο και τάξεις;

Δεν ενημερώθηκαν οι αρχές για το κτηριακό πρόβλημα από την πρώτη στιγμή που ανέλαβε τη διοίκηση του σχολείου η σχολική εφορεία, κατόπιν της μέσα σε μια νύχτα νομοθετικής ρύθμισης; Ποια βήματα κάνανε αυτές οι αρχές για την επίλυση αυτού του προβλήματος; Η να το ρωτήσουμε πιο ξεκάθαρα. Γιατί δεν κάνανε ούτε ένα βήμα;

Την στιγμή που το καθεστώς της μειονοτικής εκπαίδευσης είναι γνωστό και οι μαθητές της μειονότητας προτιμούν την μειονοτική εκπαίδευση, οι ερωτήσεις του τύπου «γιατί πηγαίνουν αυτά τα παιδιά στο μειονοτικό σχολείο και δεν πηγαίνουν στα δημόσια σχολεία της περιοχής τους», δεν δείχνουν την επιθυμία – προσπάθεια επιβολής της δημόσιας εκπαίδευσης στη θέση της μειονοτικής εκπαίδευσης που είναι το δικαίωμα τους;

Τα άτομα και οι φορείς που δήθεν σκέφτονται το καλό των παιδιών μας, γιατί δεν αισθάνονται την ανάγκη να ρωτήσουν τις αρμόδιες αρχές ποιος είναι ο λόγος που το Μειονοτικό Γυμνάσιο – Λύκειο δεν έχει ένα σύγχρονο κτήριο που να μπορεί να ανταποκριθεί στις σημερινές συνθήκες; Μήπως ο πραγματικός τους σκοπός είναι διαφορετικός; όπως αναφέραμε παραπάνω.

Θα θέλαμε να υπενθυμίσουμε ειδικά στους αρμόδιους της ΟΙΕΛΕ ότι από την πρώτη ημέρα που αναλάβαμε τα καθήκοντα μας (Ιανουάριος 2019), καταβάλλουμε προσπάθειες σε συνεργασία με τους αρμόδιους φορείς για την επίλυση των προβλημάτων μας. Ενώ η επιτροπή που ορίστηκε σύμφωνα με το άρθρο 17 του Ν. 4563/2018 κατόπιν του ελέγχου που πραγματοποίησε στο σχολείο δεν αναφέρει καμία παρανομία στην έκθεση της, σε ποιες παράνομες ενέργειες, ποια παράνομα κτήρια και τάξεις αναφέρεται η ΟΙΕΛΕ;

Τι προσπαθεί να αναδείξει η ΟΙΕΛΕ με την χρήση των όρων και φράσεων όπως «ευαίσθητη περιοχή», «ακριτική περιοχή Θράκης», «σε μια τέτοια κρίσιμη περίοδο»; και κατόπιν αυτών με ποιο σκοπό χρησιμοποιεί την αβάσιμη και απαράδεκτη φράση «κύριος παράγοντας αποσταθεροποίησης της νομιμότητας στην περιοχή είναι το Μειονοτικό Σχολείο της Ξάνθης που λειτουργεί ως κράτος εν κράτει ……..»; Οι φράσεις αυτές δεν οδηγούν ξεκάθαρα στην στοχοποίηση και επομένως δεν αποτελούν έγκλημα;

Ο αρμόδιος της ΟΙΕΛΕ κ. Χριστόπουλος αναρωτήθηκε « Κάποιοι δηλώνουν ότι δήθεν υπάρχουν τελεσίδικες αποφάσεις των πολιτικών δικαστηρίων. Που είναι αυτές οι αποφάσεις;» και δήλωσε ότι υπάρχει μία τελεσίδικη απόφαση αυτή του ΚΥΣΔΕ. Του θυμίζουμε ότι, κανείς δεν μπορεί να αγνοήσει και να αρνηθεί την υπ’ αριθμ. 139/2017 απόφαση Ασφαλιστικών Μέτρων του Μονομελούς Πρωτοδικείου Ξάνθης και την υπ΄αριθμ. 145/2018 (ειδική διαδικασία) απόφαση πάλι του Μονομελούς Πρωτοδικείου Ξάνθης. Περιληπτικά αυτές οι αποφάσεις αναφέρουν ρητά «ότι ο εργαζόμενος δεν άσκησε εντός της τρίμηνης προθεσμίας την αγωγή που δικαιούταν να ασκήσει, έτσι απώλεσε το δικαίωμα του και μ’ αυτό το τρόπο η λύση της σύμβασης εργασίας του κατέστη νόμιμη».

Στη παρ. 5 του άρθρου 95 του Συντάγματος θεσμοθετήθηκε η υποχρέωση της συμμόρφωσης της διοίκησης προς τις δικαστικές αποφάσεις. Με αυτό το δεδομένο, ο ισχυρισμός ότι η απόφαση μιας επιτροπής, η αμεροληψία της οποίας αμφισβητείται, υπερισχύει μιας δικαστικής απόφασης, αποτελεί ξεκάθαρα μη αναγνώριση της διάταξης του Συντάγματος.

Σύμφωνα με τα παραπάνω ρωτάμε τον κ. Χριστόπουλο, ποιος διασπείρει ψεύδη και παραπληροφόρηση;

Θα θέλαμε να υπενθυμίσουμε στον πρόεδρο της ΣΙΕΛΒΕ που έλαβε το λόγο κατά την συνέντευξη τύπου, ότι έχει αλλάξει το καθεστώς του σχολείου μας. Επομένως οι δηλώσεις του ως προς την μεταφορά των μαθητών δεν αντικατοπτρίζουν την πραγματικότητα. Μήπως ενοχλείτε από το γεγονός ότι και οι μειονοτικοί μαθητές κάνουν χρήση ενός δικαιώματος που ισχύει για όλους τους μαθητές;

Στο τέλος της συνέντευξης τύπου ο κ. Κουρουτός απαντώντας μέσω διαδικτύου σε ένα ερώτημα που τέθηκε πάλι προχώρησε σε παραπλανητικές την κοινή γνώμη δηλώσεις αφού δήλωσε ότι φέτος!!! προέκυψε ξαφνικά, η μεγάλη προσέλευση των μαθητών και έτσι προέκυψε το πρόβλημα με τις αίθουσες. Εάν επιθυμεί μπορούμε να του δώσουμε αναλυτικά στατιστικά στοιχεία αλλά προς το παρόν απλός να του υπενθυμίσουμε ότι φέτος πραγματοποιήθηκαν 36 λιγότερες εγγραφές στο σχολείο μας σε σχέση με την περσινή χρονιά.

Τέλος να αναφερθούμε και σε ένα άλλο σημείο της συνέντευξης τύπου που μας προκάλεσε εντύπωση. Ο κ. Κουρουτός αναφέρθηκε σε απόρρητες επιστολές της ΟΙΕΛΕ προς την κα Υπουργό και κα Υφυπουργό. Ως μέλη της μειονότητας, εμείς, για τις απόρρητες αλληλογραφίες του παρελθόντος ενημερωθήκαμε από το βιβλίο του Χρήστου Ηλιάδη με τίτλο « Η Θράκη απειλείται». Επομένως, αν και περνάνε τα χρόνια δεν αλλάζει η νοοτροπία και ο τρόπος προσέγγισης στη μειονότητα!!!

Εμείς όπως μέχρι σήμερα από τότε που αναλάβαμε τα καθήκοντα μας, θα συνεχίσουμε να εκτελούμε το έργο μας σε συνεργασία και με διάλογο με τους αρμόδιους φορείς.

Με εκτίμηση προς την κοινή γνώμη.

Σχολική Εφορεία

Kaynak
http://milletgazetesi.gr/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu