Batı Trakyam Haber

Milletvekili Baran’ı topa tuttular…

İskeçe KINAL Milletvekili Dr. Burhan Baran, İskeçe Türk Birliği’nin düzenlediği toplantıda söyledikleri nedeniyle, komotinipress tarafından topa tutuldu.

İskeçe KINAL Milletvekili Dr. Burhan Baran, İskeçe Türk Birliği’nin düzenlediği toplantıda söyledikleri nedeniyle, komotinipress tarafından topa tutuldu.

21 Şubat 2022 tarihinde Nikos Arvanitis tarafından kaleme alınan “Sayın Burhan Baran KINAL’i mı ifşa ediyor yoksa N. Androulakis’in emriyle mi hareket ediyor?” başlıklı yazıyla milletvekili Baran hedef tahtasına oturtuldu.

Arvanitis yazısında daha önce milletvekili Baran’ın ABTTF Başkanı Habipoğlu ile çektirdiği fotografı da yorumladıklarını hatırlattı. Arvanitis isimli yazar Gümülcine’de yayın yapan Birlik Gazetesi’nin 14 Şubat’ta yayınladığı “İskeçeli Siyasiler Safını (İTB) Açıkça Gösterdi! Rodop’taki Ya Sizler? (Videoları İzle) başlıklı yazısının tamamının tercümesine yer vererek, Burhan Baran’ı hem toplantıya katılmak hem de toplantıda söylediklerinden dolayı, KINAL başkanı Andrulakis ve hatta meclis başkanını göreve çağırarak milletvekilinin sorgulanmasını istedi.

Burhan Baran, Arvanitis tarafından 12 Şubat Cumartesi günü İskeçe Türk Birliği lokalinde gerçekleşen, “10 Temmuz’da yapılan yürüyüşle ilgili olarak açılan soruşturma hakkında bilgilendirme toplantısında, “Çok daha zor sınavlarla karşıkarşıyayız. Devletten azınlığın aleyhine olacak başka olayları da beklemeliyiz.” şeklindeki ifadelerden dolayı parti başkanı ve meclis başkanına şikayet edildi.

BURHAN BARAN NE DEMİŞTİ

İskeçe Milletvekili Burhan Baran, İTB’deki toplantıya video konferansla katılarak yaptığı konuşmada şunları söylemişti. “İskeçe Türk Birliği davasını biliyoruz zaten. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde aklandık fakat Yunanistan’da bir türlü aklanamıyoruz, aklanamayacağız. Bu dosyanın arşive kalkacağını biz biliyoruz. Ne kadar uzarsa da bizim için iyidir.

Çünkü biz Azınlık olarak son zamanda oldukça gevşedik. Geçenlerde 29 Ocakları kutladık arkadaşlar. Ben o günlerde şunu düşünüyorum; Türkiye’deydim o zamanlar Yunanistan’da değildim. Ya o zaman insanlar ne mücadele vermiş, yollara dökülmüşler.

Sanki o günler tekrar geriye geliyor. Azınlık mücadelesinde daha biz çok yollara döküleceğiz. Bu mücadele daha bitmeyecek. Bu akşamki bu toplantı çok önemli. Geçen akşam Şahin’de toplantıda söylediğim çok önemli bir şey vardı. O toplantıda bütün dünyanın gözü Şahin’deydi. Kimler katıldı, neler söylediler, neler konuştular. Bu akşamki de aynı şey, çünkü biz bunların araştırmasını alıyoruz.

Bize soruyorlar, “kimler vardı ne söylendi”. Onun için böyle toplantıların yapılması bile tepkinin nen ılımlı, çünkü Yargıya intikal bir konuda yapabileceğimiz pek fazla bir şey yok. Yargılama sürecini haliyle bekleyeceğiz. Fakat bizim topyekün burada olmamız bizim için çok önemli. Azınlık gerekirse bir araya gelebiliyor. Toplu mücadeleler ruhundan ben korkmuştum. Sanki son zamanlar dağılıyor gibiydik.

Fakat şuna kanaat getirdim ki, gerektiği zaman biz toplanabiliyoruz. Arkadaşlar, daha geniş bakarsak dünyanın objektifleri şu an Doğu Akdeniz, Ege ve Batı Trakya’da. Özellikle de Dedeağaç’ta. Haliyle biz Yunan Yargısı ve Yunanistan tarafından bu şekilde eylemlerin olacağını zaten biliyoruz ve bekliyoruz.

Bizim de bu dönem yapabileceğimiz en akıllı şey birlik ve beraberlik ruhu içinde hareket etmek olacaktır.

Çünkü bizi daha zor sınavlar da bekliyor.

Önümüzde daha zor sınavlar da olacak. Buna karşı yapacağımız tek şey beraber olmak. Her türlü alınacak olan kararın yanındayız.”

Milletvekili Baran’ın yukarıdaki açıklamalarına atfen, komotinipress’te yazar Arvanitis ise şu ifadelere yer verdi:

“Sade gözlemciler Türkiye’den tasarlanan bir plan olup olmadığını merak ediyor.”

“Acımasız, aç gözlü ve Türkiye’ye bağımlı bir seçmenin maceraperest tavrıdır bu.”

“Koordineli ve maaşlı azınlık seçmeninin desteğini sağlamak için bir kriz senaryosu oluşturmaktan çekinmiyor.”

”Partiyi kurumsal olarak korumak için Sayın Andrulakis’in derhal müdahale etmesi gerekiyor. Sayın Burhan Baran’a tavrından dolayı herhangi bir kınama yapılmadığı takdirde, Yunan Devletini kınamaktan çekinmeyen azınlığın ‘koruyucu-kahramanı’ olduğu anlaşılacaktır. ”

“Yargı ve yürütmenin kararlarına saygı duyan (aralarında Rodop Milletvekili Sayın İlhan Ahmet’in de bulunduğu) KINAL’in diğer yöneticileri ise; ‘azınlığın hainleri’ ve ‘Yunan Hükümeti’ne satılmıştır’ ”.

“Sayın Burhan Baran yaptığı açıklamalar nedeniyle Meclis Başkanlığı tarafından Anayasa’nın 61’inci maddesine göre soruşturmaya tabii tutulması gerektiği gibi önemli bir konu gündeme gelmektedir.”

Komotinipress yazarı Arvanitis’in aynı partide yer alan Azınlık Milletvekillerinden sadece birini topa tutaması dikkatlerden kaçmadı.

BARAN’dan AÇIKLAMA

İskeçe Milletvekili Burhan Baran şahsını hedefe alan yayınlara cevaben, “Bölgemizde güven ve barış için akli selim ve soğukkanlılık çağrısı” başlıklı bir basın bülteni yayınladı.

Komotinipress’te 21 Şubat’ta yayınlanan ve kendisini hedef alan yazıya Türkçe ve Yunanca olarak şu cevabı verdi:

KomotiniPress ‘in 21 Şubat 2022 tarihli yazısı vesilesiyle, belirli kişilere sükunetli ve sorumlu bir şekilde davranmaları gerektiğini bildirmek için çağrı ve de ihtar amaçlı olan bu bildiriyi yapma ihtiyacını duydum.

Bazılarının -neyse ki hâlâ çok azının- sözde gazetecilik ya da bilgilendirmek adına Batı Trakya’da son derece sorunlu ve bir o kadar da tehlikeli şekilde hareket etmelerinden duyduğum rahatsızlığı ve kırgınlığımı ifade etmek istiyorum. Acaba farklı“sesleri” mi ifade ediyorlar? Bazı kendini beğenmiş “üstbaşlar” dan güç aldıklarını mı düşünüyorlar? Neden bireylere, kurumlara, hak sahiplerine hakaret ve tahrik ederek bulunduğumuz hassas bölgedeki toplumsal barışı ve farklı kültürel unsurların bir arada var olmasını engellemeye çalışıyorlar?

Yakın tarihli bir gazetedeki köşe yazısında, Batı Trakya’da milliyetçiliğe kendini adamış bir gazeteci, Avrupa ve Yunanistan’daki gelişmelerin merkezinde bulunan yasal bir dernek hakkındaki tartışmada, telefon bağlantısı aracılığıyla yapmış olduğum açıklamalarımın başka bir ülkenin çıkarları veya oy toplama doğrultusunda olduklarını ima etmiş.

Ben de açıkça söylüyorum ki, nihayetinde Demokrasi yasalara saygı duyan ve toplumun ilerlemesini isteyen tüm vatandaşları kapsamaktadır. Demokratik bir toplum, yasalara karşı saygı ve barış çerçevesinde yer alan tüm sesleri, kökenlerini ve isteklerini kucaklamaktadır.

Elbette Azınlık mensubu üyeler olarak tüm haklardan tamamıyla yararlanabileceğimiz güvenli bir ortamda yaşamak istiyoruz. Ayrıca psikiyatrist ünvanıma dayanarak, düzgün psikolojinin bireysel ve toplumsal açıdan önemini bildiğim için yapılan argümanların ve taleplerin sakin bir ortamda yapılması gerektiği kanısındayım.

“Dünya çapında yer alan jeopolitik gelişmelerden dolayı zor zamanlar yaşıyabiliriz” ve bu ihtimal karşısında “birlik olmalıyız” dediğimde, bu “Yunanistan-Batı Trakya’nın düşman çıkarlarını desteklediğim doğrultusunda tercüme edilmemelidir “! Aynı zamanda Türk-Yunan ilişkileri gergin olduğunda Azınlığa genellikle güvensizlikle bakıldığını unutmamak gerekir. Bir azınlık mensubu üyesinin (Ksanthi) İskeçe Türk Birliği’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından haklı bulunduğunu, ancak Yunanistan devleti tarafından bu kararın uygulanmadığını duyurduğunda birilerinin “şaşırması” veya “tehdit altında kalması” mümkün değildir.

Şahsen avukat olmadığımdan dolayı bu konuya sadece atıfta bulundum.“Bu Dernek Azınlığın ortak paydasıdır” dediğimde de, asıl başarının tümümüzün bir arada varolabilmenin önemini belirtmekti. Ne yazık ki “anlaşmazlık ve hoşgörüsüzlükten beslenen” bazıları, söylemek istediğimi yanlış anlamışlar.

Her zaman vurguladığım gibi, bizi ilgilendiren bu konular sakin ve yapıcı bir atmosferde dile getirilmelidir.

Bir vatandaş olarak, bazı kişilerin yazılarının olası çıkarlarının doğrultusunda yapılarak, yasal sonuçlara maruz kalabilme ihtimalini unutmamalarını ve dikkat etmelerini rica ediyorum.

Bir politikacı olarak da belirli kişilere ülkemizdeki barışı tehtid edecek unsurlardan uzak durmalarını tavsiye ediyorum.

Bu konular bize uymaz. Bölgemize öncelikle HUZUR ve REFAH gereklidir.

“Ξάνθη, 28/02/2022

Έκκληση λογικής και ψυχραιμίας για εμπιστοσύνη και γαλήνη στον τόπο μας

Με αφορμή το από 21 Φεβρουαρίου 2022 άρθρο της Komotini Press, νιώθω την ανάγκη να απευθύνω προς ορισμένους, έκκληση και νουθεσία για ψυχραιμία και υπευθυνότητα.

Καταθέτω την έντονη δυσφορία και πικρία μου για το γεγονός ότι κάποιοι-ευτυχώς ελάχιστοι ακόμα-στο όνομα της δήθεν δημοσιογραφίας ή ενημέρωσης επιμένουν να ενεργούν στη Θράκη με εξαιρετικά προβληματικό, για να μην πω, επικίνδυνο τρόπο. Άραγε εκφράζουν άλλες «φωνές»; Νιώθουν ότι αντλούν δύναμη από κάποιους φαντασμένους «τοπάρχες»;
Γιατί προσβάλλουν, διεγείρουν και προκαλούν σε βάρος προσώπων, θεσμών, ελευθεριών και δικαιωμάτων διαταράσσοντας έτσι την τόσο αναγκαία κοινωνική γαλήνη και συνύπαρξη των διάφορων πολιτισμικών στοιχείων στην ευαίσθητη περιοχή μας;

Σε πρόσφατη ανάρτηση «δημοσιογραφικού» περιεχομένου, ένας αυτόκλητος «προστάτης» της εθνικοφροσύνης στη Θράκη, προέβαλε κάποιες εξ αποστάσεως διατυπώσεις μου (σε συζήτηση σχετικά με ένα Σωματείο που βρίσκεται στο επίκεντρο των νομικών εξελίξεων σε Ευρώπη και Ελλάδα), είτε ως «εξυπηρετούσες συμφέροντα άλλης χώρας» είτε ως τυχοδιωκτικές και ψηφοθηρικές.

Λέω λοιπόν ξεκάθαρα, πως επιτέλους μια Δημοκρατία χωράει όλους τους πολίτες που σέβονται τους νόμους και επιθυμούν την πρόοδο όλων μέσα σε αυτήν. Μια δημοκρατική κοινωνία, αγκαλιάζει όλες τις φωνές, καταβολές και επιθυμίες νομοταγών και φιλήσυχων πολιτών.

Φυσικά και θέλουμε, ως μέλη μιας Μειονότητας, να ζούμε σε περιβάλλον πλήρους απόλαυσης δικαιωμάτων και ασφάλειας. Ως ψυχίατρος, τονίζω ιδιαίτερα την ανάγκη της ψυχολογικής ηρεμίας ως ατομικό και κοινωνικό αγαθό και αυτό προϋποθέτει την ψύχραιμη παράθεση επιχειρημάτων και αιτημάτων.

Δεν είναι δυνατόν όταν μιλώ για «δυσκολότερα πράγματα που μπορεί να έρθουν λόγω των γεωπολιτικών εξελίξεων» και ότι «πρέπει να είμαστε ενωμένοι» απέναντι σε αυτό το ενδεχόμενο, αυτό να μεταφράζεται σε «ρόλο υποστήριξης εχθρικών προς την Ελλάδα-Θράκη συμφερόντων»! Ξεχάσαμε ότι η Μειονότητα αντιμετωπίστηκε πολλές φορές με δυσπιστία όταν οξύνονταν οι ελληνοτουρκικές σχέσεις; Είναι ψέματα ή αλήθεια; Δεν είναι δυνατόν να «ξαφνιάζονται» ή «απειλούνται» κάποιοι όταν κάποιος μειονοτικός απλώς γνωρίζει και λέει ότι η λεγόμενη Τουρκική Ένωση Ξάνθης, δικαιώθηκε στο Ευρωπαϊκό Δικαστήριο Ανθρωπίνων Δικαιωμάτων, αλλά όχι στην Ελλάδα. Όταν αναφέρουν το γεγονός αυτό τόσοι Χριστιανοί συμπολίτες μας γιατί δεν αντιδρούν κάποιοι; Γιατί δεν «τρελαίνονται»;

Δεν είμαι νομικός και αναφέρθηκα στο γεγονός αυτό ως έχει.

Και όταν αναφέρομαι σε «κοινό παρονομαστή της Μειονότητας για αυτό το Σωματείο», προφανώς κάποιοι «βουτηγμένοι στο καζάνι της διχόνοιας και μισαλλοδοξίας» ξεχνούν ότι υπάρχει και ο ΑΡΙΘΜΗΤΗΣ, που στη συγκεκριμένη περίπτωση είναι όχι η Μειονότητα αλλά η ΣΥΝΥΠΑΡΞΗ του συνόλου της τοπικής κοινωνίας. Που συμπεριλαμβάνει φυσικά και την ΠΛΕΙΟΝΟΤΗΤΑ. Έτσι το κλάσμα θα βγαίνει πάντα ισχυρό, όταν δηλαδή η συνύπαρξη είναι συμμετοχική και ευημερούσα!
Και όλα αυτά, όπως πάντα τονίζω, σε κλίμα ηρεμίας και ηπιότητας σε όποια θέματα μας απασχολούν.

Ως απλός πολίτης, παρακαλώ πολύ κάποιους να σταματήσουν να φλερτάρουν με νομικές συνέπειες των διατυπώσεων και ενδεχόμενων σκοπιμοτήτων τους.

Ως πολιτικός, νουθετώ κάποιους να μη σκορπούν βέλη επικίνδυνα για την ηρεμία στον τόπο μας.

Και ως ψυχίατρος, παρακαλώ και παρακινώ κάποιους, πριν ασχοληθούν με άλλους, ας ασχοληθούν με δικά τους θέματα. Με δικά τους και όχι με τα «θέματα» κάποιων αυτόκλητων ηγεμονίσκων που φαντάζονται για τον εαυτό τους ρόλους τοπικών αφεντάδων.

Τέτοιους ρόλους ούτε τους χωράει, ούτε τους χρειάζεται η ΓΑΛΗΝΗ και η ΕΥΗΜΕΡΙΑ στον τόπος μας.

Μπουρχάν Μπαράν
Βουλευτής Ν. Ξάνθης

Kaynak
www.milletgazetesi.gr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu