Türkiye-Yunanistan ilişkileri işbirliği perspektifiyle ele alındı…
Panelde, Venizelos-Atatürk dostluğu ve ikili ilişkilerdeki dostluk adımları üzerine konuşmalar yapıldı.
Türkiye’nin Atina Büyükelçiliğinde düzenlenen panelde, Türkiye-Yunanistan ilişkileri 1930-1952 dönemindeki işbirliği perspektifiyle ele alındı. Panelde, Venizelos-Atatürk dostluğu ve ikili ilişkilerdeki dostluk adımları üzerine konuşmalar yapıldı.
Türkiye’nin Atina Büyükelçiliğinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen panelde, 1930-1952 döneminde Türk-Yunan ilişkileri işbirliği perspektifiyle ele alındı.
Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Çağatay Erciyes’in ev sahipliğinde düzenlenen panele, Kadir Has Üniversitesinden Uluslararası İlişkiler Profesörü Mustafa Aydın moderatörlük yaptı.
Paneldeki konuşmacılar, Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enis Tulça ve Atina Üniversitesinden Modern Tarih Profesörü Evanthis Hacivasiliu, dönemin Yunan lideri Eleftherios Venizelos ile Mustafa Kemal Atatürk’ün yeşerttiği dostluk dönemini ele aldı.
Venizelos-Atatürk dostluğu, 1930 tarihli Türkiye- Yunanistan Dostluk Anlaşması, 1934 tarihli Balkan Antantı, Venizelos’un Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesi gibi olaylar başta olmak üzere bir dostluk modeli haline gelen dönemin ikili ilişkileri ve karşılıklı dayanışma adımları panelde ele alındı.
Aydın, panelin açılış konuşmasında, Türk-Yunan ilişkileri tarihinde her zaman pozitif dönemler olduğunu belirterek, ilişkilerdeki mevcut pozitif sürecin ilerletilebilmesi için tarihin iyi anlaşılması gerektiğini söyledi.
Hacivasiliu, Türkiye ile Yunanistan arasında 1930’larda başlayan yakınlaşmanın uluslararası kamuoyu için dahi şaşırtıcı olduğunu vurgulayarak, iki ülke arasındaki dostluğun Fransa ve Almanya arasında o dönemde yaşanan anlaşmazlıkların çözümü için bile bir örnek oluşturduğunu dile getirdi.
O dönem, bölgede çok sayıda revizyonist ülke olduğunu aktaran Hacivasiliu, Türkiye ve Yunanistan’ın revizyonist eğilimlerinin olmamasının ve ortak temel çıkarlara sahip olmasının bu dönemki yakınlaşmada etkili olduğunu belirtti.
Hacivasiliu, uluslararası gelişmeler çerçevesinde Yunanistan ve Türkiye’nin yan yana durduğunu ve çoğu kez birbirine destek olduğunu ifade etti.
Tulça da konuşmasında, 1930-1952 döneminde ikili ilişkilerde atılan dostluk adımlarını ayrıntılı şekilde aktararak, Yunanistan ve Türkiye’nin bu dönemde karşılıklı jestlerle yakınlaşmayı pekiştirdiğini vurguladı.
Venizelos’un, Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesine ve iki lider arasındaki yakın ilişkiye dikkati çeken Tulça, 2. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’nin Atina Büyükelçisi’nin sürgüne gönderilen Yunan hükümeti ile Kahire’ye taşınmasının da sembolik önemine değindi.
“Bu etkinlik, iyi komşuluk ilişkileri geliştirilebileceğinin güzel bir örneği olacak”
AA muhabirine konuşan Büyükelçi Erciyes de panele Yunan akademisyenler, Atina’daki yabancı büyükelçiler ve basın mensuplarının davetli olarak katıldığını söyledi.
Erciyes, Türk-Yunan ilişkilerinin her zaman inişli çıkışlı bir seyri olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“1930-1952 dönemi, Atatürk ve Venizelos arasında başlayan ve iki ülkede yakınlaşma dönemi. İki (ülkenin) işbirliği yaptığı bir dönem. Şu anda da ülkemizde yaşanan deprem felaketinden sonra iki ülke arasında pozitif iklim var. Bu pozitif iklimin sürdürülmesi konusunda da iki ülke hükümetlerinin, liderlerinin ortak iradesi var. Bu etkinlik, geçmişteki olumlu dönemlere atıfla iki ülkenin, siyasi irade olduğu takdirde bütün meselelerini karşılıklı diyalog ile çözebileceğinin ve iyi komşuluk ilişkileri geliştirilebileceğinin güzel bir örneği olacak.”